♦EVDE YAPACAĞINIZ BU KARIŞIM 6 HAFTADA SİZİ SELÜLİTLERDEN KURTARACAK…

 

Kahve telvesini sakın çöpe atmayın! Kahve telvesinin mucizesi

Dr. Murat Topoğlu selülitlerinden doğal yollarla kurtulmak isteyenler için mucizevi karışımın tarifini açıkladı

 Evde yaptığınız Türk kahvesinin telvesini çöpe atmak yerine selülitlerinizden kurtulmak için kullanabilirsiniz. Evde hazırlayacağınız bu karışım ile selülitlerinizden 6 haftada kurtulacaksınız…

SELÜLİTLERDEN KURTULMANIN DOĞAL FORMÜLÜ!

     –Murat Topoğlu: “Türk kahvesinin telvesi ile selülitlerden kurtulmanın mümkün olduğunu söylemek istiyorum.. Bu formülü uygularken diyet yapmanında önemli olduğunu vurgulamaliyim..”

DOĞAL KARIŞIMIN MALZEMELERİ:

-Türk Kahvesi telvesi, (içtiğiniz Türk kahvesi telvesini veya içmeden Türk kahvesini direk kullanabilirsiniz) 

-Pul biber,

-Bal,

-Zeytinyağı,

-Kabartma tozu..

DOĞAL KARIŞIMIN HAZIRLANIŞI:

-2 kaşık kahve, 2 kaşık kabartma tozu ve 1 kaşık zeytinyağını kaseye koyarak karıştırın.

-Karışımınız Jel kıvamına geldikten sonra üzerine 2 kaşık bal ekleyin ve yeniden karıştırın..

 

-Son olarak bir tutam pul biberi selülitlerinizi yok edecek olan karışımınızın içine ekleyin..

Www.cafemedyam.com

DOĞAL KARIŞIMIN UYGULANIŞI:

-Selülitlerinizi yok edecek bu karışımı selülitli bölgenize güzelce yedirerek sürün..

-Bir süre selülitli bölgeyi ovaladıktan sonra karışımı uyguladığınız böyleyi streç film ile kapatın..

-1 saat kaldıktan sonra streçi çıkarın ve karışımın olduğu bölgeyi temizleyin..

-Bu karışımını haftada 1 kez ve en az 6 hafta boyunca yapmanız gerekmektedir.. 

♦TÜRK KAHVESİ FAYDALARI NELERDİR?

Kanser riskini azaltır

Sindirime yardımcı olur

Zihinsel gerilemeye karşı korur

Stresi azaltır 

Odaklanmayı artırır 

Cilt sağlığına yardımcı olur 

Enerji seviyesini artırır 

Karaciğeri korur

♦ SELÜLİTİ OLANLAR DİKKAT! BU YİYECEKLERİ TÜKETMEYİN…

Selülit sorunu olan bireyler işlenmiş gıda ve ilave şekerli yiyeceklerden uzak durmalı

Selülit oluşumunu azaltabilecek tavsiyeler…

– Cilt ve Güzellik Uzmanı Ahmet Akın:

“Kadınların daha fazla dikkat ettiği ve bazıları için ise problem haline gelen selülitin son zamanlarda daha fazla artışa geçtiğini belirtmeliyim..

İşlenmiş gıda, hazır çorba, ilave yiyecekler, margarin ve cipsten uzak durulmalı..

Zayıf bireylerde de deri altındaki yağ oranı değiştiği takdirde selülit görülebilir..

Bildiğiniz gibi son dönemlerde işlenmiş gıda şekerli yiyecek margarin ve cipsleri çok fazla tüketir hale geldik. Bunun yanında özellikle büyükşehirlerde hareketsizliği de göz önünde bulundurursak vücuttaki yağlanma oranında büyük bir yükseliş gözlemliyoruz..

Özellikle bayanların selülitlerinde artış olduğunu birçok kişinin bize başvurmasından anlıyoruz diyebiliriz. Tabii ki biz kullandığımız cihazlarla bu selülitleri her ne kadar yok etmeyi başarsakta dikkat edilmediği takdirde tekrar oluşma ihtimali yükseliyor.. Bunun için de önce bizim yukarıda bahsettiğim ürünleri tüketmekten kaçınmamız gerekir, kaçınamıyorsak da en aza indirmek faydalı olacaktır..

Günlük yürüyüşlerle de vücuttaki yağ oranını azaltıp selülit oluşumunu engelleyebiliriz..”

“ZAYIF KİŞİLERDE DE SELÜLİT GÖRÜLEBİLİR”

Ahmet Akın: “Selülit, deri altındaki yağ hücrelerinin depolanmasıyla meydana gelir ancak bağ dokusu ve vücuttaki kas oranının da bu konuda etkisi yüksektir. Zayıf kişilerde de deri altındaki yağ oranı değişirse yine selülit görülebilir..

Kadınlarda yağ dokusu erkeklere göre fazla olduğu için görülmesi daha sıktır ancak çoğu çalışmalarda da görüldüğü üzere çocukluğu şişman geçmiş bireylerde görülme ihtimali daha fazladır. Çünkü asıl hücreler çocukluk çağlarında meydana gelir. İlerleyen yaşlarda oluşan bu büyük hücrelerin küçültülmesi daha zordur. Selülitin dolaşım kanallarına baskı yapması sonucu ise dolaşım bozukluğu meydana gelir. Böylece dokularda sıvı birikimi başlar ve zamanla derideki çökmeler meydana gelir..”

“SU TÜKETİMİ”

Ahmet Akın: “Selüliti önlemek için beslenme ve dengeli programın yanı sıra su tüketimi de önemli… Yeterli ve dengeli bir programın yanında her zaman vurguladığımız bol su içmek cildinizin elastikiyet seviyesini düzenlemeye yardımcı olur. Dolayısıyla mutlaka 2,5-3 litre suyu gün içinde bitirmeye çalışalım. Su vücudumuzun olmazsa olmazıdır. Ayrıca suyun içerisine atacağınız limon dilimleri ve nane yaprakları vücudunuzun pH dengesini korumada yardımcı olacaktır..”

 

“SELÜLİTLERDEN KURTULMAK İÇİN YAŞAM BİÇİMİNİZDE YAPABİLECEĞİNİZ DEĞİŞİKLİKLER”

Kadınların en çok şikâyetçi olduğu konuların başında selülit geliyor..

Deri altında bulunan yağ hücrelerinin anormal birikmesi ve kan dolaşımının bozulması ile ortaya çıkan selülit portakal kabuğu benzeri bir görüntüye neden olur..

Olumlu sonuçlar almak için selülit tedavisi bütünsel bir yaklaşımla ele alınmalıdır.

İşte beslenme şeklinizden günlük alışkanlıklarınıza kadar, yaşam biçiminizde yapabileceğiniz değişiklikler:

*Selülitin temel nedeni olan dolaşım bozukluğunu önlemek ve toksinlerin vücuttan atılmasını sağlamak için günde en az 2litre su içmeye özen gösterin..

*Kafein ve alkol tüketimi selülit oluşumunu artırabileceğinden bu içecekleri sınırlandırın..

*Rafine edilmiş karbonhidrat, beyaz un ve şeker, yağlı besinlerden ve kızartmalardan uzak durmaya çalışın, tuz tüketiminizi sınırlandırın..

*Omega-3 yağ asitleri damarları genişleterek kan akışının daha hızlı olmasını sağlar, dolayısıyla selülit görünümünü azaltan bir şekilde kan dolaşımını desteklediği düşünülmektedir.. Beslenmenizde somon, sardalya, zeytinyağı, keten tohumu ve ceviz gibi omega-3 açısından zengin besinleri eksik etmeyin..

*Renkli beslenin. Sebze ve meyveler içerdikleri zengin su, vitamin, mineral, lifler ve düşük kalorileri sayesinde selülit oluşumuyla savaşmaktadır..

*Yeterli C vitamini aldığınızdan emin olun, beslenmenizde kivi, limon, ananas, çilek, portakal, yeşil biber, maydanoz gibi besinlere yer verin. C vitamini alımı vücudumuzun bağ dokusunda bulunan bir protein olan kolajen seviyelerini canlandırmaktadır..

 

 

 

♦ BAKLİYATLAR YARDIMCI

*Ispanak, lahana, kuşkonmaz gibi yeşil yapraklı sebzelerin içerdiği lutein adı verilen antioksidan sayesinde cilt hidrasyonunu ve esnekliğini artırdığı ve bu şekilde cilt sağlığının artması sonucunda selülit görünümünü azalttığı düşünülmektedir..

*Kuru fasulye, nohut, yeşil mercimek, kinoa, karabuğday gibi bitkisel proteinler yağ yerine kas oluşumuna yardımcı oldukları için selülit oluşumunu önlemek isteyenlerin faydalanabileceği besin grupları arasında yer almaktadır..

*Selülit ile mücadelede sağlıklı beslenmenin en iyi destekçisi egzersizdir.. Haftada en az üç gün 45dakika egzersiz ve yağ yakımını destekleyici yürüyüş, yüzme, bisiklet gibi aktiviteler sayesinde kan dolaşımını hızlandırabilirsiniz..

*Kuru fırçalama yöntemiyle bacaklarınızdaki hücre yenilenmesini hızlandırarak daha pürüzsüz ve sıkı bir cilt görünümü sağlayabilirsiniz.. Duş öncesi cildiniz kuruyken fırçayla 5 dakika boyunca bacaklarınıza aşağıdan yukarıya kalp yönüne doğru dairesel hareketlerle ve orta sertlikte bastırarak masaj uygulaması yapabilirsiniz..

 

♦ SELÜLİTLERE KARŞI ETKİLİ DETOKS İÇECEĞİ

MALZEMELER:

  • 1 L oda sıcaklığında su,
  • 2 ince dilim ananas,
  • 1 adet küçük boy salatalık,
  • 1 parmak büyüklüğünde taze zencefil..

HAZIRLANIŞI:

*1 litre su ve dilimlediğiniz ananas, salatalık ve zencefilleri sürahiye ekleyerek buzdolabına koyun..

*En az 5 saat veya geceden sabaha kadar bekletin..

*Özellikle yemeklerden önce bir bardak olmak üzere, detoks suyunu gün boyunca saat başı içerek bitirin..

*Bu içeceği 2 hafta boyunca tüketebilirsiniz..

♦SELÜLİT NEDİR?

Selülit sıklıkla uyluk, kalça ve karın bölgesindeki deri ve deri altı yağ dokusunu etkileyerek portakal kabuğu görünümü olarak tanımlanan girintili çıkıntılı bir dokuya neden olan bölgesel metabolik bozukluk olarak tanımlanabilir. Portakal kabuğu dokusu, derinin altında biriken ve genişleyen yağ hücreleri ile cilt yüzeyine dik uzanan ve septa adı verilen lifli bantların bir araya gelmesiyle ortaya çıkar.

Selülit:

Ciltte yağ hücrelerinin derinin tabakalarının arasına çıkmasından kaynaklanan yumru ve çukur oluşumunu ifade eden bir terimdir..

Genel olarak portakal kabuğuna benzer bir görünüme sahip olan selülit kadınların yüzde 80 ila 90’ını etkiler..

Selülit hem erkekleri hem de kadınları etkileyebilen bir durum olsa dahi, yağ, kas ve bağ dokusunun anatomik olarak farklı dağılımları nedeniyle kadınlarda daha yaygın ve kolay gözlemlenebilir..” 

♦ SELÜLİT NEDEN OLUR?

Selülitin kesin nedeni bilinmemektedir, ancak deri altındaki bağ dokusu ile yağ tabakası arasındaki etkileşimin bir sonucu olduğu anlaşılmıştır. Selülitin olası nedenleri arasında hormonal değişiklikler, genetik faktörler, kilo alımı veya kilo kaybı, sağlıksız beslenme, hareketsiz yaşam tarzı veya sigara kullanımı bulunur. Bunların dışında dar kıyafetlerin ve çok fazla oturmanın da selülite neden olabildiğine yönelik kanıtlar vardır.

Selülitin ortaya çıkmasının kesin nedeni, henüz hekimler tarafından belirlenmemiştir..

Cilt yüzeyinin altında yer alan dermatolojik tabakada bulunan bağ dokusu ile hemen altındaki yağ tabakası arasındaki etkileşimden kaynaklandığı düşünülmektedir.. 

Selülitte cildin dermis ve epidermis ismindeki üst katmanlarının altında normalden fazla oranda yağ hücresi birikmeye başlar..

Erkeklerde çapraz olarak uzanan küçük bağ dokusu bantları kadınlarda bu yağ hücreleri arasında yaygın oranda dikey olarak uzanır ve cildin üst katmanlarını vücudun daha derin dokularına doğrudan bağlar..

Bu bantlar normal şartlarda deri altında küçük, ızgara planlı gibi gözüken odacıklar ve cepler oluşturur.. Ancak yağ hücrelerinde anormal büyüme görüldüğünde, bantlar bunları sıkıştırarak yumrulu ve çukurlu selülit dokusu görünümüne yol açabilir..  

Kadınlarda dikey olan bu bantların erkeklerde çapraz görülmesi, selülitin kadınlarda daha yaygın görülmesinin nedenleri arasında sayılır.

Çeşitli faktörler selülit görülmesi ihtimalini yükseltebilir.. Östrojen, insülin, noradrenalin, tiroid hormonları ile prolaktinin selülit üretim sürecinin bir parçası olduğu düşünülmektedir..

Tıp uzmanları arasında yaygın bir görüşe göre menopoz dönemine yaklaşan kadınlarda östrojen azaldıkça deri altındaki bağ dokusuna kan akışında da azalma görülür..

Bu bölgede dolaşımın azalması, bölgenin daha az oksijen alabildiği ve daha az beslenebildiği anlamına gelir.. Bu da daha düşük kollajen üretimiyle sonuçlanır..

Östrojen seviyeleri düştükçe yağ hücreleri de büyür.. Bütün bu faktörlerin birleşmesi yağ birikimlerini daha görünür hale getirebilir.. Deri altındaki yağ zayıflayan bağ dokusunun arasından daha üst tabakalara ulaştıkça selülit görünümü daha da belirgin bir hal alır.. İlerleyen yaş nedeniyle cildin elastikiyetini kaybetmesi, daha incelmesi ve daha fazla sarkması da yağ katmanlarının serbestleşmesine ve selülitlerin gelişerek daha fazla belirginleşmesine neden olabilir.

Selülit gelişimi için belirli genlerin gerekli olduğu belirlenmiştir.. Genetik faktörler bir kişinin metabolizma hızını, yağın deri altına dağılımını ve dolaşım düzeylerini etkileyebilir ve bunlar selülit gelişme ihtimalini doğrudan artırabilir..

Her ne kadar fazla yağı olan bireylerde selülit daha yaygın görülse bile, zayıf ve fiziksel olarak fit bireylerde de selülit gözlemlenebilir..

Selülitin 25yaşından itibaren gelişmesi ihtimali daha yüksektir, ancak daha genç bireylerde de ortaya çıktığı vakalar görülmüştür.. 

♦ SELÜLİT NASIL ÖNLENİR?

Yaygın inanışın aksine selülite bir takım hayali toksinler neden olmaz.. Aynı zamanda selülit oluşumunun bütünüyle önlenmesi henüz mümkün değildir.. Ancak sağlıklı bir yaşam tarzı, selülit gelişimini yavaşlatabilir yada ortaya çıkması ihtimalini azaltmaya yardımcı olabilir..

Özellikle düzenli egzersiz yapılması ve sağlıklı diyet takibi selülit görünümünü azaltmaya yardımcı olabilir.. Çok fazla yağ, karbonhidrat ve tuz tükettiği halde çok az lif tüketen bireylerin daha yüksek ihtimalle selülit geliştirdiği gözlemlenmiştir..

Sigara kullanımının ve uzun süre tek pozisyonda oturmanın da selülit gelişimine yardımcı olduğu gözlemlenmiştir.. 

Yaygın olarak selülit görülen bölgelerde sıkı kıyafetler giymek, kan akışını sınırlayabilir ve selülit oluşumuna katkıda bulunabilir.. 

♦ SELÜLİT BELİRTİLERİ VE TİPLERİ NELERDİR?

Selülit çoğunlukla kalça, karın ve uyluk bölgelerini etkiler ve lokalize bir cilt sorunudur..  

Selülitin en önemli belirtisi, ciltte gözlemlenen yumrular ve çukurlardır.. Selülit genel olarak şiddetine göre üç farklı derecede sıralanabilir..

Derece 1 ya da hafif selülit durumunda yüzeyde biraz döküntü görülür, ciltte çok hafif sarkma gözlemlenebilir.. Yatarken veya ayakta selülit zor fark edilir..

Derece 2 veya orta selülit durumunda ise orta derinlikte çöküntüler görülür ve derinin görünümü süzme peynir kabarcıklarını andırır. Derinin kendisinde ise daha fazla sarkma gözlemlenebilir. Ayakta dururken selülitler belirginleşirken, yatma pozisyonunda fark edilmezler.

Derece 3, ya da şiddetli selülit durumunda ise şiltemsi bir görünüm vardır ve deri ciddi şekilde sarkabilir..  Bu derecede hem yatarken hem de ayakta durma sırasında selülit görünümü belirgindir..

SELÜLİT NASIL TEDAVİ EDİLİR?

Tıp uzmanları selüliti gidermek için farklı tedavi yöntemlerini araştırmaktadır, ancak bunların etkinliği henüz bilimsel araştırmalar tarafından bütünüyle doğrulanmamıştır..

Bu tedavi yöntemlerinden birisi cilt yüzeyinin altındaki bağ dokusu bantlarını ayırarak selülit görünümünü azaltmak yolunu incelemektedir.. 

Liposuction yöntemleri normal şartlarda bağ dokusunun yapısını etkilemediği için selüliti yok etmez..

*Lazer yardımlı liposuction yönteminde bölgeden küçük miktarlarda yağ alınır, ancak bu yöntemin bazı vakalarda çukurlaşmayı daha da kötüleştirebildiği gözlemlenmiştir..

Yapılan bilimsel araştırmalar bu yöntemin selüliti uzun vadeli azaltabileceği sonucuna henüz varmamıştır..

*Ultrasonik liposculpting yönteminde ise yağ parçacıkları ultrason dalgaları ile imha edilir. Ancak, bu yöntemin de etkinliği konusunda yeterli bilimsel araştırma tamamlanmamıştır..

*Akustik dalga terapisi ses dalgalarının bir cihaz yardımı ile dokulara iletilmesinden faydalanır.. Bu tedavi yöntemi birkaç seans tekrarlanabilir.. 

Derinin altına çok küçük bir lazer probunun yerleştirildiği lazer tedavisi ise selülit görünümünü bir yıl gibi bir süre boyunca iyileştirebilir.. Lazer probunun ateşlenmesi ile doku parçalanır.. Bu yöntem aynı zamanda kolajen üretimini artırarak cildi kalınlaştırabilir ve kalınlaşmış cilt, alttaki selülit görünümünü azaltabilir..

Subsizyon yönteminde, bağ dokusu bantlarının kırılması için derinin altına bir iğne konulur.. Bu müdahalenin sonuçlarının iki sene etkisini gösterebileceği belirtilmektedir..

Vakum yardımlı hassas doku salımı tedavi yönteminde dermatolog doktor bantları küçük bıçaklar içeren bir cihaz kullanarak keser..

Bağ bantlarının kesilmesi sonucunda alttaki doku yukarı hareket ederek cilt altındaki boşluğu doldurur ve selülit görünümünü ortadan kaldırabilir.. Bu yöntemin sonuçlarının üç sene sürdüğü iddia edilse dahi, yöntemin başarısına ilişkin veriler sınırlıdır..

*Karboksiterapi yönteminde ise deri altına karbondioksit gazı yerleştirilir.. Bu yöntemin yan etkiler arasında işlem sonrasında bölgede morarma ve rahatsızlık hissi bulunmakla birlikte, bazı selülitlerde gerileme ve kaybolma gözlemlendiği iddia edilmektedir.. 

*İonithermie selülit azaltma tedavisi, etkilenen bölgeyi önce özel bir çamur veya kil ile kaplamayı ve ardından plastik ile sararak bir elektrik akımı uygulamayı içerir. Bu yöntemin Etkili olduğu kanıtlanmamıştır..

*Radyoterapi yönteminde ise selülit bölgesel ısınma ile azaltılır.. Ancak elde edilen herhangi bir sonucun kısa vadeli olduğu görülmüştür..

*Selülit tedavisi sürecinde bir takım ilaç ve kremler yağlı dokular üzerinde etkili oldukları için doktor tarafından önerilebilir..

Buna göre kafein kremleri hücreleri kurutarak daha az görünür hale getirebilir. Bu tür kremlerin günlük olarak uygulanması gerekir..

Yine sadece doktor tavsiyesi üzerine kullanılabilecek bazı ilaçlar, cildi kalınlaştırarak selülit görünümünü azaltabilir.. Bu maddenin sağladığı sonuçları görmek için en az 6 ay süreyle kullanım gereklidir, ancak bazı vakalarda kalp çarpıntısına neden olması sebebiyle dikkatli kullanılmalıdır.. 

Bazı bireyler selülit görünümünü azaltmak için kompresyon giysisi kullanırlar. Bu giysiler, görünür selüliti azaltmak için arterleri sıkıştırmaya ve kan ve lenf akışını artırmaya çalışır.. Ancak bu tür kıyafetlerin doktor tavsiyesi olmadan kullanılması, vücutta ve kan dolaşımında istenmeyen yan etkilere yol açabilir., 

Farklı tekniklerin etkililiğine ilişkin çeşitli çalışmaların yakın zamanda gözden geçirilmesi, bu prosedürlerin genel olarak her vakada işe yaramadığını veya araştırma metodolojisinin hatalı olduğunu göstermiştir.. Bu yüzden selülitten kurtulma vaatlerine dikkatle yaklaşılmalıdır..

Acıbadem Web ve Yayın Kurulu tarafından hazırlanmıştır..

Cumhuriyet// Merve Saatçi

 
 

About The Author

Bir Cevap Yazın